Bir kişi ölürken ne hissediyor?
Herkes bir insanın ne hissettiğini sorusuna önem verir,Ölüyse er ya da geç ölüm herkese gelecektir. İnsanlar dikkatlice düşünürler: "Orada ne var, ölümden sonra vücudumuzla ve ruhumuzla ne olur?" Klinik ölümü yaşayan insanların deneyimlerine dayanarak, bir kişinin ölürken ne hissettiğini hayal edebileceği bir genelleme biçiminde sonuçlara varılmıştır.
İnsan fiziksel sınırına ulaştıacı çektikten sonra vücut ayağa kalkmaz ve ölmeye başlar. Son olarak, beyin ölür, ölümün sık nedeni oksijen eksikliği. Ölen kişi doktorların huzurunda ameliyathanede bulunuyorsa, onun öldüğünü duyabilir. Bundan sonra, bir kişi yüksek sesle hoş olmayan bir ses ya da düdüğü duyar. Birçoğu sanki tünelden yüksek hızda uçtuğu ve sonunda bir ışık görmüş gibi geldiğini söylüyor. Bu, ruhun bir yolculuğu. Bu arada, ruhun varlığı bilimsel olarak ispatlandı: ruhun ağırlığı ortaya çıkarılan birkaç miligrama ulaşan bir deney yapıldı. Uçuştan sonra, ruh bedenin öldüğü yerde bir süre için olup yan taraftan görür. Ruh şok olur, ancak olanları giderek anlar. Ölen akrabalarının ve arkadaşlarının ruhları ona gönderilir. Birçok kişi onlara gelen büyük, çok parlak bir yaratık gördüğünü söyledi. Ruh sevgiyle selamlanır, yeni dünyaya yerleşmek için yardım edilir. Sonra iki şeyden biri olabilir - ya da yenilenen ruh vücuda geri dönebilir ve hayatı yeniden başlatabilir ya da asla geri dönmeyecek ve kendisi için yeni bir dünyaya yönelmeyecektir. Klinik ölümden sonra birçok kişi yenilendi, çünkü geri kalanı için verilemeyen yeni bilgileri hak ettiler. Bu insanlar genelde dünya görüşlerini ve algılarını değiştirir, ölüm değişikliklerine karşı tutumlarını değiştirir, korkmadan dururlar. Bununla birlikte, klinik ölümle sonuçlanan bir kişi akrabalarına kendisine ne olduğunu anlatmaya çalışırsa uygun kelimeleri bulmayı zor bulur. Gerçekten de, sonuçta ruh ölümden sonra tamamen yeni bir dünyaya giriyor ve onu çevreleyen herşeye insana ait kelimeler denilemez. Bu nedenle, genellikle bu insanlar görevden alınır ve hikayelerine inanmazlar.